Köy Enstitüsünden Zikir Partisine...Ben Ülkemi Özledim! ( Bolu Olay Gazetesi 16 Kasım 2007 )
Vicdan yapmak yok... Sadece büyüklerimin hesabını veriyor ve sebep olanlardan acılarımızın hesabını soruyorum.Geçen gün Barok Kitap ve Kültür Evi’nin sahibi olan Taşkın Bey’in biz ÇYDD gençliğini gördükten sonra nasıl umutlandığını ve yardım etmek için ne kadar istekli olduğunu gördüm. Bizlere Köy Enstitüleri ile ilgili 2 adet CD verdi hemen. Sevgili başkanımız Prof. Dr. Türkan Saylan’ın hep dediği gibi. “Teşekkür” değil “Tebrik” etmeliyiz. Ben de tüm içtenliğimle Taşkın Bey’i tebrik ediyorum bu ilgisinden ve desteğinden dolayı.İşte bir Cumhuriyet Aydınının çırpınışı...Prof. Dr. Ali Güler hocamız da bize büyük destek veren büyüklerimizden biri. Kendisi bu seneki “Denizyıldızı Projesi” öğrencilerine Köy Enstitüleri’ni anlatacak. O gün arkadaşlarımız da Demokrat Parti’nin Türkiye’ye yaptığı ihanetin boyutunu görecek.“17 BİN” gencin büyük bir aydınlanma projesi ile yurdun dört bir yanını çağdaşlaştırmak için canhıraş çabaları... Neredeyse her okuma-yazma bilenin öğretmen olduğu günler ve ardından Köy Enstitüleri ile inanılması zor bir eğitim seferberliği.Ellerle yapılan okullar, masalar, sandalyeler...Her yandan mandolin, keman sesleri...Kitabı az ama okuyanı çok olan kütüphaneler...Açlık ve yokluk içinde, karda kışta ince kabanlarla yapılan binalar, evler.Doğu-Batı demeden göreve hazır vatan evlatları. Hepsi birer Kemalist, hepsi bilgi dolu köy çocukları, milletin efendileri.Neredesiniz? Toprağın altı sallanıyor, kemikleriniz sızlıyor, mezarınıza sığamıyorsunuz, toprak sizi tutamıyor değil mi?Bizi tuttu bile...Zikir partileri yapan gencecik üniversite öğrencilerini,İnancını kapattığı karılarının türbanlı kafasında gören bilinçsizler ordusunu,Ağlayan tarım emekçilerini, milletin efendilerini “Ananı da al git” diye tersleyen iktidar sahiplerini,Kirli masalarda inanç pazarlayan, içki parasıyla insan araklayanları,Biz Kemalistleri, dinsizsin, darbecisin, hukuk tanımazsın, komünistsin diye “Akıllı Ol!” cinsinden tehdit edenleri,Allah ile kul arasına trilyoner tarikat şeyhleri sokan ve sokturanları görüyorsunuz değil mi?Bizimkiler görmüyor... Üç beş kişi değiliz hatta hala onlardan fazlayız belki ama bizden fazla olanlar var. Kim mi onlar?Onlar seyirci kalanlar. Bırakın girsin, bırakın yapsın diyenler. Onlar sizinle ilgilenmeyen, sizi umursamayanlar. Onlar kapıldıkları rüyalarda, üstlerine giydikleri umarsızlık zırhlarıyla bize “ROMANTİK” diyenler.Vicdanım yetmez olduğunda, bilinçler bilinçlendirmeye bile kapandığında, Necip Fazıl’lar önce “Bacaklar” şiirini yazıp sonra din derdine düştüğünde, .Köy Enstitüleri’nde eğitim gören dedelerimizden geri kaldık farkında mısınız?Baş örtüsü taksa bile aydınlık fikirleri dillerinden, kitapları ellerinden düşürmeyen nenelerimizden geri kaldık farkında mısınız?Birkaç yüz dolarlık kişi başına düşen milli gelirimiz, 0 lira borcumuz varken, bugün birkaç bin dolarlık kişi başına düşen milli gelirimiz, birkaç yüz bin dolarlık kişi cebine düşen borcumuz var farkında mısınız?1923’te Türklük aynı kaderi paylaşmayı istemek, birbiri ile yaşamaktan mutlu olmak, aynı savaşta yan yana savaşmak anlamında iken, bugün yoldaki Kürt kökenli vatandaşımıza terörist, Türk kökenli vatandaşımıza faşist der olduk.Evet Köy Enstitüleri kurulmalıdır. Çünkü bilinç düzeyimiz 1923 gerisinde...Kanıt mı? İşte size Köy Enstitüsünde ülkesini yaratan vatandaştan, zikir partisi yapan gençlere gelişin öyküsü... BEN ÜLKEMİ ÖZLEDİM...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder