Cumhur ile Başkan Arası AKP ( Bolu Olay Gazetesi 02 Ağustos 2007 )

Önümüzde, hepimizi ilgilendiren Cumhurbaşkanlığı seçimi var ve seçimin nasıl yapılacağı, şimdilik kulaktan kulağa dolaşmaktan ileri gidemedi. Kimileri hala “Uzlaşı” isterken, kimileri de verdikleri sözleri unutturma çabası içinde. Ben de bu yazımda muhtemel senaryoları ele alacağım. Bu sırrada da, enteresan meclis aritmetiği sonucunda değişen stratejiler sayesinde geçen haftanın da bir özetini yapmış olacağız.Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında MHP’nin toplantıda yer alacağını söyledi. Eh DTP ve AKP de zaten mecliste olacaklar. DSP’de salonda olacak gibi gözüküyor. Bu demek oluyor ki, toplantı yeter sayısı olan 367 her halikarda toplanabilecek.Seçim hakkında en büyük merak konusu, MHP’nin tavrının ne olacağıydı. Malum, 22 Temmuz’dan önce Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili söylemleri, AKP’nin dayatma yoluna gitmiş olduğuydu. Ama beklenen açıklama çok surmeden geldi ve Bahçeli, MHP’nin toplantıda hazır bulunacağını bildirdi.Gösterilecek adaylara oy verip vermeme hakkı saklı olarak oylamaya katılacaklarını düşünürsek MHP, kendi açısından doğru bir tercihte bulunmuştur. Zaten kendileri de artık MHP’nin kriz partisi olmayacağını söylediler.Aslında bu sözle, ortaya atılan birçok iddiaya da yanıt verdiler. Mesela MHP’nin DTPliler ile kavga edeceğini söylüyordu bizim medyamızdaki aklıevveller. Hatta CHP’nin MHP ile artık kardeş olduğunu savunuyorlardı. Ne zaman terör hortlasa veya kriz çıksa MHP oy yükseltiyor deniyordu. İşte bütün bunlara güzel bir yanıt oldu Bahçeli’nin bu tavrı.MHP’nin, içine sokulmaya çalışıldığı bu krize gebe ortamdan kaçması, yapabileceği en doğru hareketti. Bahçeli, bu hareketi ile AKP’nin DTP ile birlikte hareket ederek DTP’nin eline daha büyük kozlar verilmesi ihtimalini de yok etti. Artık Erdoğan, Cumhurbaşkanı’nı seçtirmek uğruna, DTP’liler ve teröristler için af çıkarmayı önermeyecek belki de. Olmaz demeyin, daha önce de gördük, AKP bu çeşit pazarlıklara açık bir partidir. Hatırlayalım, birkaç ay önce şehitlerimizin kanını 1 Milyar Dolara satmamışlar mıydı? Eh şehidini satan teröriste de af çıkarır ki yine hatırlarsak AKP bölücübaşına af istemini meclise kadar getiriyordu az kalsın.Tabi bu daha işin yarısı. Şimdi sıra, Erdoğan’ın emri AKP’nin ortak kararı ile çıkartılacak adaya karşı MHP’nin tavrını görmekte. Eğer doğru yolda devam edebilirlerse, bizleri DTP’nin AKP ile yol arkadaşlığı yapmak vasıtasıyla isteklerini kabul ettirmesinden kurtarabilirler. Ortak amaçlarla yola çıkan DTP ve AKP bu sayede amaçlarını gerçekleştirmekte zorlanacaklar.CHP ise en baştaki tavrını tutarlı olarak devam ettiriyor. Yine dayatırsa yine oylamaya gelmem diyor. İster seç ister seçme, ben yokum diyor ki CHP’nin de doğruyu yaptığını söyleyebilirim. Uzun zamandır AKP’nin “Babalar Gibi Satarım” tavrından başka tutarlı bir siyasi eylem görmemiştik. CHP doğru yolda ilerliyor. Nasıl olsa önceki gibi Cumhurbaşkanı’nı seçememe krizi çıkmayacak. En fazla “Seçtirememe” krizi çıkar ki o da yine dayatma sorunu olduğunu gösterir. Bu durum da CHP’yi eyleminde haklı kılacaktır.Gelelim AKP’ye... Görünen köy klavuz istemez Abdullah Gül aday olacak. Fakat AKP’liler bunda hemfikir mi? Tabi ki hayır. Başarısız bir Dışişleri Bakanlığının ardından yetmizmiş gibi birde Cumhurbaşkanlığına soyundurdular Gül’ü. Bana göre AKP’liler Gül’ü yok etmek isiyordu ve onun için gülü ateşe attılar. Hepimiz gördük “Cemaatin Kıdemlisi” Bülent Arınç bile burun kıvırıyor Abdullah Gül ismine.Fikrimce, Gül, adaylığını açıklar gibi yaparak, AKP’nin altına bombayı yerleştirdi. Bu andan itibaren, Cumhurbaşkanlığı seçimi, bir tarikatler anlaşması olarak kurulan AKP için tam bir sınav niteliğinde. Bakalım kutsal birlik içten içe çatırdadığını ne zaman su yüzüne çıkaracak.Daha önce de demiştim. AKP, halka verdiği sözü tutmalıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimini halka götüreceğini vaad ederek aldığı oyları yüz üstü bırakmamalıdır.Yapılan araştırmalar her dört AKP seçmeninden birinin bu yüzden oy verdiğini gösteriyor.Yalnız, AKP’nin içinde Abdullah Gül’ün adaylığı için “Hepimiz Arkandayız” sesi duyamadık. Tek adam yönetimi görünümlü, cemaatler uzlaşması partisi AKP’nin içinden adaylık hakkında farklı sesler gelmeye başladı. Eh tabi herkes kendi cemaatinin kıdemlisini Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyor.Meclisin 3 büyük partisini mercek altına aldık. Görünen o ki AKP eğer uzlaşmaya giderse Abdullah Gül’ü kaybedecek ve çatırdama kopmalara dönüşecek. Eğer uzlaşmayı düşünmezse ve yine aynı adayı dayatırsa hem seçmenine yüzünü dönecek, hem de yeni bir kriz çıkartacak.Bu Cumhurbaşkanlığı seçimi işi, (özellikle MHP’nin bu hamlesinden ve CHP’nin istikrarlı tutumundan sonra) AKP’nin başını fena ağrıtacak. Bakalım AKP’liler, Cumhur’a (Halk’a) mı yoksa Başkanına mı riayet edecek?

Hiç yorum yok: