Gururun, Mutluluğun ve Umudun Resmidir 29 Haziran! ( Bolu Olay Gazetesi 3 Temmuz 2007 )

“Ben Atatürk’ü gördüm” dedi Nimet Teyze. “Ben, Atatürk çocuğuyum”O an yanımda, yürüyüş sırasında tanıştığım, birlikte “Şehitler Ölmez” pankartını taşıdığımız arkadaşla göz göze geldik. İşte dedik... Fazla söze gerek yok. Tek gerçek bu bayrak.Nimet Teyzem 80 yaşını devirmiş, genç ve çağdaş bir Türk Annesi, bir Atatürkçü. Kendi başına gelmiş mitinge. Belli ki, bazı insanların kaybettiği bir his vardı ona güç katan. Vatan aşkıyla, Atatürk sevgisiyle dolu yüreğindeki mutluluk, o gülen gözlerine nasıl da yansımıştı. Tüm yolu bizlerle beraber yürüdü ve inanın bir kere bile yoruldum demedi, yorulsa bile belli etmedi. Şehit cenazelerinde üfleyip püfleyen, gözlüğü gözünden eksik etmeyenler utansın. Yüzlerce milyon verdikleri gözlükler, ağlamadıklarını saklamaya yetmiyor işte. Keza aynı kişiler, miting alanına çevirdiği TOKİ açılışlarında, timsah gözyaşlarını o yüzlerce milyonluk gözlükleriyle kapatma gereği duymuyorlar...Kardelen Meydanındayız. İmdat Arslan’ın uzattığı mikrofona Nimet Teyzem “ Kulaklarım pek iyi duymaz ama gönlüm neler söylediğinizi çok iyi hissediyor” diyor. Bu öyle bir cümle ki, haykırıyorum içimden “duyun, bunu da duyun” diye.Ey işbirlikçiler, ey bölücüler, ey bölücüye destek veren partilerle koalisyon kapılarını açık tutanlar. Ey onların kalemşörleri... Kulağınızı tıkasanız gözleriniz de mi görmez, gözlerinizi kapatsanız yüreğiniz de mi hissetmez bu insani hisleri? Hepsini kaybetmiş olamazsınız... Elleriniz tutmaz olur birden yazamazsınız ama renginiz hemen dönüverir. Zaten bu sizin yegane becerinizdir.Elleri, ayakları tutanlar, kırmızı – beyaz rengini hiç değişmeyenler, insani duygularını kaybetmeden, acıyı hissedenler yürüyordu o yollarda. Boya yapıyordu bir emekçi, el sallıyordu bizlere ekmeğini çıkardığı balkondan. Alkışlar geliyordu bayraklı camlardan. Biz ise büyük bayrağı taşırken “Amca bayrak çok ağır sen yorulma istersen” diyen arkadaşıma kızıyordu yaşlı bir amca. “Ben gencim taşırım, bu ülke bizim” diyordu hayat dersi verircesine. Üniversite profesörü de vardı kortejimizde, ilkokul mezunu da. Ufacık bir bebek gördüm, elinde Türk bayrağıyla geçireceği yıllara hazırlanıyordu sanki annesinin ellerinde.Ama Nimet Teyze, seni hiç unutmayacağım. 80 yaşında, hayatın türlü zorluklarını devirmiş, üşenmeden, hastayım demeden, vatanını savunmaktan yılmadığını göstermek için o mitinge gelerek, “Ben Atatürk’ü gördüm” demekten gurur duyanlarla; 10 Kasım’da Ata’mızın huzuruna gidenlere “İşi Abartıyorlar, Yaygara Koparıyorlar” diyenler ve onlarla aynı ağızdan konuşanları gelin de bir kefeye koyun.Olmuyor işte. Birilerine yaranıp elde edeceğiniz kişisel çıkarlar için, “Bir çok vatandaşımız beni arayarak yazımdan dolayı teşekkür etti” diye açıklama yapanlara, “Örneğin, bunlar, “Şehitler Ölmez vatan bölünmez” şeklinde slogan a-ta-maz-lar.” diye yazanlara ve yazdıranlar. “Şehitler Ölmez” yazılı pankartı taşıyanlardan biri bendim. Şimdi benim de size bir sorum olacak. Yüreğiniz yetti de teröre lanet mitingine gelebildiniz mi bilemem ama, saydınız mı biz kaç kişiydik?Gelmediyseniz belirteyim. Ne yazıkki istediğiniz olmadı ve o alanda siyaset yapılmadı. Neyse artık bir sonraki sefere yine denersiniz. Nasıl olsa biz bu çabalarınıza alıştık ve yutmuyoruz.Yazımı bitirirken o gün orada olan herkese tekrar teşekkür ediyorum ve BİZ’i bu başarımızdan dolayı kutluyorum... İşte Gururumuzun, Mutluluğumuzun ve Umutlarımızın Tablosu... 29 Haziran Şehitlere Saygı ve Terörü Telin SESSİZ Yürüyüşü.

Hiç yorum yok: