Kemalizm'in Zor Sınavı
Ne zamandır bu tür bir yazı yazmak istiyordum ama bugüne kısmetmiş. Konuyla ilgili ilginç gelişmelerin yaşanıyor olması da güncelden kopmamama sebep olacak. Belki de güzel bir zamanlama oldu.
Söyleyecekler çok bu sebepten hemen konuya giriyorum.
Ergenekon sağolsun, Türkiye’de tüm kavramlar artık birbirine girmiş durumda. Gerçek anlamıyla kalabilen hiçbir ideoloji yok artık. Komünist bölücü oluyor, işçi terörist, Kemalist darbeci, dinci demokrat, faşist vatanperver derken artık kimse tartışmalardan anlaması gerekeni anlamıyor.
Bunun kasıtlı yapıldığı bir gerçek ama insanlarımızın ideolojiler konusundaki hatalı ezberleri ve bilgisizliği de çanak tutmuyor değil.
Cemaat tarikat taraftarı dincilerle yaptığım tartışmalardan da bu anlaşılıyor. Herkes kendi düşüncesinin bayraktarlarından aldığı yanlı ve eksik haberlerle, dayatılan yorumlarla ve ezberletilen cümlelerle konuşuyor. Bu sırada karşısındakini dinleyen yok...
Ahmet Taner Kışlalı öldükten beri de kimse Kemalizm’i çıkıp doğru düzgün şekilde anlatmıyor.Sonra da Kemalizm, Nur Serter, Tuncay Özkan gibilerinin ellerine kalıyor. Haklı oldukları konularda bile sırf millete çemkirmelerinden sebep büyük bir antipati kazanıyorlar...
Medya padişahları da ekiplerine bir emir gönderiyor, bunlar Kemalisttir diyor, olan bize oluyor. Hepimizi bir Tuncay Özkan gibi görüyorlar. Halk sanıyor ki herkes küçük Tuncay.Değil deseniz de nafile...
Öncelikle... Kemalizm ideolojisi sonradan uydurulmuş, Atatürk’ten sonra çıkmış fln değildir. Atatürk’ün bu konudaki en büyük çekincesi ideolojilerin kalıplaşması ve daimi çağdaşlaşmayı engelemesi ihtimalidir.
Zaten bu “Devrimcilik” ilkesine de karşıdır.
Devrim sürekliliğini kaybettiğinde geçerliliğini de kaybeder.Ülkemiz bugün zirveye ulaşmamış, (Kazanımlar ve düşünsel anlamda) 1923 devriminden çok da ileri gidememişse demekki Kemalizm ideolojisine hala ihtiyaç vardır en azından geçerliliği mevcuttur.Bilinmelidir ki ülkeye güçler ayrılığı ilkesinin gelişi Atatürk zamanındadır. Hatta yargıya yasama ve yürütmeden büyük bir güç verilmiştir.
Seçmen bilincinin olmadığı ve yeşertilmeye çalışıldığı bir ülkede çok partili rejimi ülke kaldıramadığı için yargı her zaman denetleme görevini yapmıştır.
Bugün yargının tüm gücü elinden alınmaya çalışılıyor. Asli görevini yapmaya çalıştığında ise “Kemalist bunlar”diye bir yafta yapıştırılıyor, haydi bakalım anti demokrat ilan ediliyor.Yargı tarafsızdır, kimseye çifte standart uygulamamaktadır. Gerekirse DTP’yi de kapatır, AKP’yi de, MHP’yi de CHP’yi de...
Kemalizm devletçilik ilkesine sahiptir ama Kemalizm’i okumayanlar bunu Sosyalist bir areket olarak görür. Halbuki devletçilik, esas itibarıyle herşeyi devletleştirmek değil, devleti özel girişim karşısında “Komik Duruma Düşürmemek” ve ülke çıkarlarını kişi çıkarına karşı korumaktır.
Kemalistler ırkçı olarak gözükür ama aklı başında insana göre ırk kavramının zerre kadar önemi yoktur.
Irkçı olarak gören zihniyetin ardında ise kendi akrabasını, hemşehrisini kayırmanın verdiği güven vardır. Kardeşin kardeşi dolandırdığı bir ülkede iyi bir ırk olsaydı bu kadar yolsuzluk yaşanır mıydı? İnsanların bireyden bireye değişen özelliklerini göremeyip kolayı seçenlerdir bu ırk kavramını belirleyici olarak öne çıkaran. Kemalist insan, tüm zorluklara birlikte göğüs germekten mutlu olan insanlara kendi milleti gözüyle bakmaktadır.
Peki bu kadar yoğun bir baskı varken Kemalistlerin üzerinde, benim de savunmaktan gurur duyduğum bu görüş üç-beş “BOŞ” adama bırakılacak kadar değersiz midir?
Bir de ters taraftan bakalım. Ey kendine Kemalist diyenler. Bizim görüşümüz halka kendimizi “IRKÇI FAŞİST DARBECİ GERİCİ” olarak göstertecek kadar değersiz midir?
Okumaya, düşünmeye, anlatmaya, tartışmaya, geliştirmeye devam... Çünkü Kemalizm Barışçı, Aydınlanmacı ve İlericidir... Var olan en güzel ideolojidir...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder